KAR ALTINDA RÜZGAR
Umutsuz bakışlar vardı önce,
Sonra yavaş yavaş başladı kar yağmaya,
Tiz bir ses geldi,
Notaların arasında çığlığını o an duydum,
Belki de hep oradaydın,
Soğuyor hava, karardıkça esiyor rüzgar da
Umutsuz bakışlar vardı önce,
Başımda saçlar dağılıyor estikçe,
Bir an önce yetişmeliyim,
Neresi olursa,
Acele yürüyüş beni uzaklaştıracak,
Bir koku geliyor,
Derinden, etkileyici; kalıyor, siniyor üstüme,
Eski şehrin sokaklarında, küflü esiyor şimdi,
Binlerce canın feryadıyla, gözyaşlarıyla geliyor,
Islak, kanlı vuruyor üstüme,
Bir an önce kaybolmak, karanlığa karışmak istiyorum,
Olmuyor,
Olmayacak da sanıyorum,
Sinirleniyorum, yaşanmışlıklar beynime doluyor,
Kan damarımda kaynıyor, kabarıyor,
Şakaklarımda zonkluyor damarlarım,
Ellerim titriyor,
Eski şehrin rüzgarı kan kokuyor,
Daha net, daha gerçek,
Bir ses geliyor, çok uzaklardan biri bana sesleniyor,
Etrafıma bakıyorum,
Baktıkça kayboluyorum,
Aldığım yol kıvrılıyor, bükülüyor,
Gerçek olan gözümde eriyor,
Karanlık sırla geliyor,
Bir ses geliyor, çok uzaklardan biri bana sesleniyor,
İçimde karıncalanmalar,
Bulutlar gelip geçiyor,
Seyrediyorum, yıldızlar göz kırpıyor,
Ruhum istirahatine hazırlanıyor artık,
Günler ve geceler birbiri aksine seyrederken,
Havada ölüm kokusu var, üstüme siniyor,
Yağmur başladı,
Berbat bir şekilde,
Çamur mu yağıyor, hayat mı,
Zehre, günaha bulanmış hayatlar yere,
Cehenneme dönüyor,
Yürüyerek atlatılamaz,
Hangi çatı bu yağmura dayanır,
Hangi set bu sele direnir,
İmkansız,
Sonu gelmez kıyım zamanıdır şimdilerde,
Gündüz gözüyle kabuslar görülür oldu,
Felaketimle yüz yüze,
Günahlarım diriliyor gözlerimin önünde,
Cesetler topraktan kopuyor,
Sade kemik, çürümüş etler,
Fırlatılan her parçada eriyen zamanı görüyorum,
Zaman bükülüyor,
Arasından geçmiş doğuyor,
Gelecek dünde ölüyor,
Anlamsızlıklar eşiğinde kalakalıyorum,
Ve ölümsüzler gözle görülür oluyorlar,
Perdeler kalkıyor,
Yaşayanlar için gerçek artık ortada,
İnançlar parçalanıyor,
Bir an geliyor,
Karanlıkta her şey kayboluyor,
Defalarca ölümlere ve doğumlara tanık oluyorum,
Bir nefeslik anda,
Ve yer altımda şekilleniyor,
Kan akan toprak kaynıyor, soğuyor,
Kuruyan toprakta silüetim kazılıyor,
Canlı gözlerimde karışıyorum aleme,
Toprak olup özümde özüme bakıyorum,
İnsani olandan sıyrılıp evrenin sonsuzluğunda,
Kayboluyorum,
Bildiğim yoldan, bilmeden geçiyormuşçasına,
Kendi yazdığım şiiri,
Okurken tanıyormuşçasına,
Kar yağıyor, tipi başladı,
Rüzgar çok sert esiyor,
Neresi olursa olsun, sığınacak bir yer bulmalıyım,
Adımlarımı beyaz perdeyi yırtarcasına hızlandırıyorum.
Ne istediğimi biliyordum ama ona birden ulaşmak beni korkutmuştu. (III. 236)
Salı, Aralık 30, 2008
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Dünde Bıraktıklarım
-
►
2007
(28)
- ► Nisan 2007 (19)
- ► Temmuz 2007 (1)
-
▼
2008
(115)
- ► Şubat 2008 (1)
- ► Mayıs 2008 (80)
- ▼ Aralık 2008 (6)
-
►
2009
(33)
- ► Eylül 2009 (1)
Nexus
- Eren
- İstanbul, Türkiye
- Söyleceklerim olmaya devam ettikçe burada olacağım.